Türkiye'de erkeklerde akciğer, prostat ve mesane, kadınlarda ise meme ve tiroid kanserleri ilk sıralarda yer alıyor.
Medical Park Antalya Hastanesi Onkoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Hakan Bozcuk, kanseri modern çağın vebası olarak niteleyerek, "Türkiye'de erkeklerde ilk üç sırada akciğer, prostat, mesane, kadınlarda meme, tiroid kanseri ilk sıralarda yer alıyor" dedi. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Medikal Onkoloji Bölümü Başkanı Prof.Dr. Hakan Bozcuk moderatörlüğünde, Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Prof.Dr. Harun Doğru, Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Alim Koşar, Kadın Doğum Bölümü'nden Doç.Dr. Mehmet Murat İnal, Göğüs Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Ahmet Bülent Kargı, Genel Cerrahi Bölümü'nden Op. Dr. Mehmet Güler ile Dermatoloji Bölümü'nden Uzm.Dr. Sadık Yılmaz kanser hastalığının tanı ve tedavisindeki son gelişmeleri aktardı. Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Prof.Dr. Hakan Bozcuk, kanseri modern çağın vebası olarak nitelendirdi. Türkiye'nin dünyada kansere yakalanma riskinde üst sıralara yakın bir yerde bulunduğunu ifade eden Prof.Dr. Bozcuk, "Sağlık Bakanlığı'nın 2014 yılı verilerine göre, Türkiye'de erkelerde sık akciğer, prostat, mesane kanseri görüldüğü belirtildi. Kadınlarda meme, tiroid ve kolorektal kanseri ilk sıralarda yer alıyor" dedi. Meme kanserinin kadınlarda her yaşta görülebildiğini dile getiren Prof.Dr. Bozcuk, şöyle konuştu: "40 ve 70 yaşları arasında görülme sıklığı daha çok. Dünyada her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Bu nedenle mamografi çektirmek çok önemlidir. Meme kanserinin, akciğere göre uzağa yayılımı daha zordur. Kalın bağırsak kanserinin görülmesi 60-70 yaşlarda daha fazla, erkeklerde daha fazla görülüyor. Rahim ağzı kanseri 35-75 yaşları arasında daha sık görülüyor." BESLENMENİN ÖNEMİ Kanserle mücadelede beslenmenin önemine değinen Prof.Dr. Bozcuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beslenme çok önemli. İdeal kiloya yakın olmak kansere yakalanma riskini azaltıyor. Daha çok bitkisel kaynaklı, beyaz et ağırlıklı, yağ oranı düşük yiyeceklerle beslenme önemli. Egzersiz ihmal edilmemelidir. Bunun yanında sigaradan uzak durulmalı. Tarama testleri yapılmalı. Ailede kanser varsa bireyler dikkat etmelidir." Kanserle mücadelede her geçen gün yeniliklerin olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bozcuk, "Gelecek 20 yıl içinde kanserde tedavi oranlarında başarı iyice yükselecek. Kanserde korunmadan başlayarak erken tanı ve tedaviye kadar uzanan geniş bir yelpaze var" diye konuştu. ALTERNATİF TIP Alternatif tıbbın ana tedavi değil destekleyici bir tedavi olduğunu kaydeden Prof.Dr Bozcuk, yaşamın uzun değil kaliteli olmasının önemine değindi. Tüm dünyada kanser vakalarında artış yaşandığına vurgu yapan Prof.Dr. Bozcuk, 15 yıl sonra çok fazla kansere yakalanılacağını kaydetti. EN ÖLÜMCÜLÜ AKCİĞER Akciğer kanseri hakkında da bilgi aktaran Göğüs Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Ahmet Bülent Kargı, sözlerine şöyle devam etti: "Akciğer önemli bir kanser türüdür. Kansere bağlı ölümlerin en sık görüleni akciğer kanseridir. Akciğer kanserinde şehir efsaneleri var. Yanlış bilen doğrular var. Kadınların sigara kullanımını artırmasıyla birlikte akciğer kanserine yakalanmada artış yaşanmaya başladı. Ülkemizde dördüncü sıradadır. Akciğer kanseri diğer türlerden farklıdır. Tedavisi farklıdır. Akciğer kanserinde nadiren ailesel yatkınlık olabilir." DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR Kanserle mücadelede doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi aktaran Op.Dr. Kargı, şunları söyledi: "Pozitif düşünceyle kanseri yenmek mümkün. Bu yanlış görüştür. Bunlar tek başına yeterli değil. Sadece destek olabilir. Kanser olduğu hastaya söylenmemelidir. Tam tersi hastaya hastalığı söylenmeli destek olunmalıdır. Kanserde cerrahi müdahale yayılımı artırır. Son derece yersiz bir inançtır. Erken müdahale ve ameliyat kanseri bitirilebilir. Biyopsi yapılınca kanser yayılır. Bu şehir efsanedir. Biyopsi usulüne uygun olursa yayılım olmaz. Nokta tedavi olur. Akciğer kanseri sigara içmeye devam edebilir. Bu yanlış çünkü hastanın yaşam süresi kısalır. Kanser ameliyatlarından sonra normal hayata dönmek zordur. Yanlış bir görüş, şimdi küçük kesi ile operasyon yapıyoruz. Hasta birkaç gün içinde normal yaşamına dönebiliyor." Göğüs Cerrahisi Bölümü'nden Op.Dr. Ahmet Bülent Kargı ise dünyada sigara yasağının uygulanmaya başlamasıyla birlikte kansere yakalanma riskinin düşmeye başladığını belirtti. Amerika'da sigara yasağının 1990 yılında başladığını ve 1998 yılında kanser trendinin düşmeye başlandığının gözlemlendiğine dikkati çeken Op.Dr. Kargı, "Sigara şimdi bırakılsa bile 15 yıl etkisini devam ettiriyor. Sigara her kanserin 3'te birine sebep olmaktadır. Sigaranın akciğerde yüzde 85, gırtlak kanserine yakalanmada yüzde 99 etkisi var. Ülkemizde de ilerleyen yıllarda sigara bırakılmasının ardından kanser vakalarındaki düşüşün istatistiklere yansıyacağını düşünüyoruz" dedi. ÜREME ÇAĞINDAKİ KADINLARA UYARI Kadın Doğum Bölümü'nde görevli Doç. Dr. Mehmet Murat İnal da dünyada her iki dakikada bir kadın rahim ve rahim ağzı kanserinden hayatını kaybettiğini vurguladı. Türkiye'de tarama noktasında yeterli duyarlılık olmadığına işaret eden Doç. Dr. İnal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastalar bize son evrelerde ulaşıyor. Cerrahi tedaviye geç kalıyoruz. O nedenle hastanın yaşam ve özelliklerinde ciddi kayıp yaşıyoruz. Üreme çağındaki kadınlar kontrol yaptırmalı. Çok hassas bir konu kadınlar çekinmeden hekimlerine başvursunlar." Doç. Dr. İnal, testis kanserinde erken tedavide yüzde 98 başarı sağlandığına değinerek şunları söyledi: "Genelde hastalar çekiniyor. Testiste lezyon varsa mutlaka hekime gidilmelidir. Testis kanserinde erken teşhisle hastayı cerrahiyle tedavi edebiliyoruz." Dermatoloji Bölümü'nde görevli Uzm.Dr. Sadık Yılmaz, Antalya gibi sıcak yerlerde cilt kanserlerinin masum seyretmediğini savunarak sözlerini şöyle tamamladı: "Son 20 yılda deri hastalıklarında küresel ısınma ile birlikte bir artış var. Fakat deri kanserlerinin görülme sıklığı az olmakla birlikte, son zamanlarda gözle görülür bir artış yaşanıyor. Bu noktada derideki değişim ve bulunan benlerin durumu iyi değerlendirilmelidir." - Antalya
Kaynak: www.haberler.com