Şanlıurfa Gazeteciler Birliği (ŞGB) 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Polat, gazetecilik mesleği ve basın-yayın faaliyetlerinin bugün, her zamankinden daha çok önemli, fedakârlık, titizlik ve uzmanlık isteyen bir meslek olduğunu, toplum ve hükümet olarak da sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Başkan Polat mesajında şu ifadelere yer verdi:
“İletişim ve medyanın gelişip hayatımızın her anı ve alanını kapsamına aldığı bu zamanda, sağlıklı ve güçlü bir milli iletişim-medya yapılanmasının, ülke olarak varlık ve geleceğimizin olmazsa olmazımızdır. Geç kalıp geriden geldiğimiz bu alanda ülkemiz daha çok düşmanlarının 5. Kol faaliyetlerine maruz kalan bir medya yapılanması ve onun zehirli fikir ve zihinsel artıklarına maruz kalmıştır. Okudukça, izledikçe kendi gerçeklerine yabancılaşan, düşmanın bakış açısıyla şekillendirilmeye çalışılan bir ülke haline getirilmeye çalışılmıştır. Bununla karşı duracak yasal düzenlemeler eksik ve yetersiz, alternatif yapı yetersiz ve eksik kalmıştır. Son 40 yılda farkına varılan bu duruma karşı epey bir mesafe alınsa da, Büyük Türkiye yolunda kat edilmesi gereken çok yol vardır. Başta TRT ve Anadolu Ajansı olmak üzere kurumlarımızın güçlenmesi ve yurtdışında da yapılanıp etkinlik göstermesi sevindirici, takdire şayan, devamını beklediğimiz güzel adımlardır. Yine özel sermayeli basın kuruluşlarımızın kendi değer ve çıkarlarımızı gözeten, seviyeli ve sorumlu bir anlayışı öne çıkarması güzel gelişmelerdir.
İletişim, bilişim ve teknoloji alanındaki baş döndürücü hızlı gelişmeler, en çok basın yayın sektörünü etkilemiştir. Bu gelişmeye paralel olarak sektördeki yasal boşluklar, istismar ve kötü niyetli faaliyetlere de alan açmıştır. Bu konuda yasal düzenleme ve yapılanmaların gerçekleşmesi için başta basın kuruluşları ve gazeteciler gayret göstermiştir. hazırlığı çalışmalarında meslek örgütleri tarafından dile getirilen bu endişe başka seslerin-gürültülerin arasında kaybolmuş, dikkate alınmamıştır. Bu haliyle yasanın çıkması halinde, Türkiye genelindeki 1.000’in üzerindeki yerel gazeteler, bunların matbaaları ve matbaalara kağıt, kalıp, boya ve diğer malzeme üretim ve satışı yapan büyük bir sektör ve on binlerce insan işini, işyerini, mesleğini kaybedecektir. Hükümet temsilcilerinin Dezenformasyona karşı yasa, muhalefetin internete sansür söylemiyle konu bir kör dövüşü ve inatlaşma noktasına gelmiştir. Biz gazete ve gazeteciler internet yasasının çıkması, yasal bir düzenleme ve çerçevenin oluşturulması, yalan haber ve dezenformasyona karşı etkin bir yasal ve idari düzenlemenin yapılmasını ilk biz savunduk, önerdik, bunun için çalıştık ve yine çalışacağız. Ancak yasa yapılırken sap ile samanın karıştırılması, bütün bir sektörün yok olmasına sebep olacak ve ortalığı bu ülkenin düşmanlarına bırakacak böyle bir vahim yaklaşımı anlamakta, kavramakta zorlanıyoruz.
Ezbere kutlama sözlerine ve ucuz şovlara bakmadan, Basın Bayramında milletimizi ve hükümetimizi bu konunun ciddiyetine bakmaya davet ediyorum. Umarım kişisel ve siyasi bir inatlaşma ve çekişme noktasına gelen bu sıkıntı feraset ve ülkemizin ali menfaatleri doğrultusunda bir çözüme kavuşur. Saygılarımla”.